25 Ağustos 2011 Perşembe

Kutlu Olsun!


Nerede o eski bayramlar?
Bunu sormazsam ölebilirdim.Benim için bayram demek Edirne demek,köy demek,bayram sabahı babaannemin yaptığı kapama demek,kahvaltıda kapama yemek garip gibi dursada arnavut kökenli ailelerde bu bir gelenek.kahvaltıda sıcak süt,ekşimikli börek demek.eşşek kadar oldum hala bayram harçlığı demek.Birde kuzenlerle bayram gezmesi vardı,en çok kim şeker toplayacak yarışı... Var olan tüm kuzenlerimi bu yaz evlendirdiğimiz için daha bi burkuluyorum.bok vardı sanki evlendilerde başları göğe erdi.
Sonuç olarak herkese şimdiden mutlu bayramlar.En çok şekeri toplayan kazansın!

23 Ağustos 2011 Salı

Bayandan direksiyon dersi!

Araba kullanma sevdam 2008 yılında,18 yaşımdan gün aldığım anda gidip bir ehliyet kursuna yazılmamla başladı.Yazılı sınavı show yaparaktan tek seferde geçtim fakat direksiyon sınavından 2 kez kaldım.
Hatta ilk girdiğim direksiyon sınavında arabayı bile çalıştıramadım.Yanımda oturan bey çalıştırdı,yakşalık 5 kes stop ettirerekten sınavı bitirdim. Takdir edersiniz ki geçemedim. 2. sefer daha iyiydim. iyiydim derken arabayı tek seferde çalıştırabilmiştim.Birde geri geri gitmemi istediklerinde kolumu direksiyonun ortasına bastırıp delice kornaya basıyor olmam ve o heyecanla bunun farkında olmamam da içler acısı halimi göz önüne seriyordur.Neyse ki aldım ehliyeti. Geldik 2011 yılına ben hala aktif sürücü değilim.olamadım. olamıyorum. Nedeni ben direksiyon başına geçtiğimde babamın yanı dibimde bitip elini el freninden çekmemesi olabilir.El frenini imdat çekici fln sanıyor kanımca. Diyeceğim şudur ki babayla araba kullanılmaz,babadan araba kullanmak öğrenilmez.Benim babama has bir durumda olabilir ama sürekli neden aynaya bakmadın,bassana gaza!bas gaza boğdun arabayı,eh be kızım eh be kızım gitti dişliler,alsana vitesi 2 ye ! tadında serzenişlerde bulunuyor.
Gerçi itiraf etmeliyim ki daha önce sevgilim ve çok yakın bi arkadaşımda direksiyon dersi vermeye kalkıştı ama onlarda pek başarılı olamadılar.Sorun bende değil tamam mı !
Ama kararlıyım bu sorunu çözücem.İnancım tam. Yapılacaklar listeme yazdım.Öğrendikten sonra isteyene direksiyon dersi verebilirim.Paylaşmayı severim.Hayattaki en derin başarısızlıklarımdan birinin bu olduğunuda belirmek isterim.Gözlerinizden öperim.Gün gelir kolumu camdan dışarı çıkartmış vaziyette direksiyon başında poz bile veririm!


22 Ağustos 2011 Pazartesi

Yeni başlayanlar için iş görüşmeleri 1

Yeni başlayanlar için iş görüşmeleri 1 dedim başlıkta ama 2. yazmayacağımı öncelikle belirteyim.Çok şey biliyorum konusunda uzmanım anlatıcaklarım tek bir yazıda bitmez havası katsın diye böyle bir yol seçtim.
Şimdi ilgiyi üzerime çektiysem belli başlı tespitlerimden yola çıkarak üç beş satır bişey yazıp uyumaya gidicem.Bu güne kadar gittiğim 20 den fazla iş görüşmesinin bana kattığı tek şey yer yön bilincimin gelişmesi. İlk başlarda koca İstanbulda görüşme yapıcağım yeri bulmak için göbeğim çatlar bulamassam geç kalmayayım diye evden 3 saat erken çıkardım.Gel gör ki ebesinin pantolonunun cebine saklanmış iş yerlerini araya bula kaybola bata çıka adres bulma gurusu oldum. yani neymiş,gittigimiz sayısız iş görüşmesi yer yön duygumuzu geliştirirmiş.
Bunlar haricinde onca iş görüşmesine gittim hala daha ücret beklentiniz sorusu karşısında takılıyorum sevgili okur. mala bağlıyorum. soru mu şimdi bu ? ücret beklentimi söylesem dudağın uçuklarda sen bana bu pozisyon için ayrılan bütçeyi söyleyiver diyorum.pek tatmin edici bir cevap değil tabi.onlarda bunu ima eden bakışlar fırlatıp yerinde bir kımıldanıyorlar.
Ve son olarak başlığın az da olsa hakkını vermek adına sizleri İnsan Kaynakları derslerine geri götürüyorum,kalem kağıt hazırsa geliyor;
-kendinizi öve öve bitiremeyin,
-abuk subuk,saçma salak giyinmeyin (çıkar o kokuşmuş converse leri ayagından!),
-tuzak sorulara düşmeyin.(biraz açıcak olursak,tuzak sorulara düşmeyin.)
-ücret konusunda bi görüş bildiremiyorum çok kararsızım. bi bilen varsa gelsin beni de uyarsın.
-ve referans olayı. abanıp bütün hocalarını yazma.hatta istenmeden referans yazma.hatta istensede bi mırın kırın et. baktın karşı taraf ısrarcı abartma tabi.
-en önemli noktayı en sona bıraktım. gülümse. valla bak çok işe yarıyor. ciguli gibi gülümseme tabi.
-o değil de çalışmak için erken değil mi daha? nebleyim bişey kursuna git. dil okuluna git fln.
-haa bir de anneyle babayla arkadaşla iş görüşmesine gitme. deli misin nesin?

son olarak elbette onlar sizi ararlar...


Yeni mezun olduğum dönemde gittiğim ilk iş görüşmesinde,ki firma isminide vermekten zerre çekinmiyorum,kültür dershanesi. dershane müdürü burcumu sormuştu. bir an unuttum.akabinde söyledim. yengeç burcuyum ama bu onu pek tatmin etmedi. biz daha hırslı birini arıyoruz aslında cevabını aldım. bu da böyle bir anımdır. onlar kaybetti diyor ben uyumaya gidiyorum. sizde iş fln arayın görüşün madem.




21 Ağustos 2011 Pazar

Aldatıldık!


Merhaba,
Gerekli gereksiz,önemli önemsiz her ne varsa,takıntılı bünyem her neye sardıysa ,gün itibariyle burada içimi dökücem.Yeri gelir yemek yaparım,yeri gelir bir kitabı filmi çekiştiririm,onlar yetmez aşk meşk dostluk üzerine ileri geri konuşurum.Son zamanlarda üzerinde düşündüğüm,üzüldüğüm,sonra isyan ettiğim bir konu...
Aldatılmak...bir nevi kaderimiz.taaa küçük yaşlarda el kadar çocukken başladık aldatılmaya.Eciş bücüş çikin kara kuru sevimsiz çocuklardık,amcalar teyzeler "aaa ne sevimli ne tatlı şeysin " diye sevdiler gaza getirdiler bizi.bizde inandık tabi.taa ki bir karşılıksız bir aşka kadar sürdü gitti bu inanç.
Anneden\babadan yolda görülen gıda\oyuncaklar istendi ağlanarak "dönüşte alırız " cevabına hemen dindi göz yaşlarımız.
Aptalızdır,kafamız çalışmaz " zeki ama çalışmıyor " der öğretmenler.buna da inanırız.biz zekiyiz sorun eğitim sistemindedir.
Sonra büyürüz,üreyecek,sevişecek yaşa geliriz."evlilikte keramet var"derler.biz durur muyuz? buna da inanırız. Sonra işlere gideriz zamlar bekleriz.üzerine bizim 3 maaşımızı biriktirsek alamayacağımız takım elbiseler giymiş patronlar "şimdi bütcemiz müsait değil,uygun zamanda yaparız zam " derler.tabii ki inanır sömürülmeye köle gibi çalışmaya devam ederiz.
Vatandaş oluruz,seçmen oluruz,politikacılar çıkar,özgürlükler,işler,yollar,aydınlıklar vaad ederler,onlarada inanır bir güzel güdülürüz.
Bütün bu hengame içinde kadınlar\adamlar girer hayatımıza... "seni seviyorum" derler,ama bütün kızları severler."ben seni aldatmadım" derler.elbette inanırız. inanırız inanırız da sonra bir bakarız birbaşkaları ile yaşıyor birbaşkalarına seni seviyorum diyorlar.
Yani sevgili okur,anamızla babamızla başlar aldatılmamız,aşklarımızla işlerimizle dostlarımızla sürer gider.Taa ki ölene kadar...
Bakalım ölünce anlayacağız,en büyük aldatmayı tanrı mı yapmış bize,yoksa tek o mu aldatmamış bizi?

kafama takıldı?